8 Mart 1857, Amerika’ da bir tekstil fabrikasında çalışan kadınların daha iyi çalışma koşulları istemiyle başlayan, 129 kadın işçinin ölümü ile sona eren olayın yaşandığı gündür.
Günümüzde 8 Mart’ lar dünya kadınlarının eşitsizliğe, ayrımcılığa, sömürüye karşı mücadele ettikleri; yaşamın her alanındaki kadın sorunlarını ve bunları çözme taleplerini birlikte daha gür dile getirdikleri gün olarak kutlanmaktadır.
Cinsiyet ayrımcılığı; aile içinde başlayarak, toplumun her alanında var olmaya devam etmektedir. Türlü gerekçeler üretilerek kadınlar eğitimden, iş hayatından ve toplum yaşantısından uzaklaştırılmaktadır. Ülkemiz nüfusunun yarısını teşkil eden kadınlarımız; yaşamın her alanında varken; karar alma organlarında, istihdamda, eğitimde, politikada aynı oranda temsil edilememektedir. Bunun yanında kadına ve çocuklara yönelik şiddet ve cinsel istismar giderek artmaktadır. Günümüzde kadına yönelik şiddet, utanç verici düzeye ulaşmış olup 21. yüzyıla taşınan en önemli toplumsal sorunların başında gelmektedir.
Tüm bu sorunların çözümü noktasında kanuni düzenlemeler tabii ki çok önemlidir. Ancak tarih, bize yasal düzenlemelerin tek başına yeterli olamadığını göstermiştir. Nitekim kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın önlenmesi hususundaki uluslararası sözleşmelere, ulusal mevzuat ve politikalara rağmen kadının kadın olmasından ötürü yaşadığı sorunlar artarak devam etmektedir.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, en temel insan hakkı olan “yaşam hakkı” başta olmak üzere kadının haklarını elde edebilmesi için; toplumun tüm kesimlerinin ortak ve kararlı mücadelesi ile mümkün olacaktır. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık problemlerinin çözümü için kadının eğitim, istihdam, ekonomi, siyaset, hukuk ve benzeri alanlardaki olanaklardan eşit düzeyde yararlandırılması son derece önemlidir. Bunun için kadının her alanda söz sahibi olması, toplumsal, siyasal ve kamusal hayata katılımının artırılması gerekmektedir.
Herkesçe de bilindiği gibi şiddetin iki tarafı yoktur. Seyirci kalan her birey şiddete bizzat taraf olur. Her daim kadına yönelik şiddetin karşısında olan Gümüşhane Bayburt Bölge Barosu, avukat tutamayan kişilere yardımcı olmak amacıyla adli yardım hizmeti sunmaktadır. Adli Yardım ve Kadın Hakları Komisyonlarımız şiddet mağduru kadınlarımızın başvurularını ivedilikle sonlandırmakta ve kadınlarımıza hukuksal yardım sağlamaya çalışmaktadır.
Cinayetlerin, şiddetin, işkencenin, istismarın, insan onurunu zedeleyen tüm haksızlıkların son bulduğu, kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kalktığı, toplumsal barış ve huzurun tesis edildiği günlere erişme temennisiyle tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz.
Gümüşhane Bayburt Bölge Barosu Başkanı
Av. Serkan PEKMEZCİ
BAŞARILI TÜRK KADINLARI
Sabiha Rifat (Gürayman)
Evet kendileri Türkiye’nin ilk kadın mühendisi olarak tarihe adını yazdırmıştır.
İlk kadın veteriner: Sabire Aydemir (1937)
Tıp fakültesine giderek doktor olmayı planlarken, o sene ilk olarak Veteriner Fakültesine kız öğrencilerin alınacağını öğrenip, hayvanlara olan sevgisinden sebep Veteriner Hekimliği'ni tercih etmiş.
İlk kadın doktor: Safiye Ali
İstanbul'da Robert Kolej'i bitirdikten sonra, maddi güçlüklere rağmen Almanya' tıp eğitimi alıp Türkiye'nin ilk kadın doktoru oldu.
İlk Türk kadın gazeteci: Selma Rıza Feraceli
İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin tek kadın üyesi ve Kızılay'ın kurucularındandır. Ayrıca Tanzimat Dönemi'nin ilk Türk kadın gazeteci ve romancılarından olan Selma Rıza; Kadın hakları konusunda oldukça destekleyici ve kadın haklarını duruşuyla ve yazılarıyla savunmuş Selma Rıza'nın 1897 yılında kaleme aldığı Uhuvvet adlı romanı da bu konudaki öncü romanlardan biridir.
İlk kadın opera sanatçısı: Semiha Berksoy (1934)
İstanbul Konservatuarı'nda ve Güzel Sanatlar Akademisi Namık Kemal İsmail Atölyesi Resim ve Tiyatro Okulu'nda eğitim almış,daha sonra devlet bursu ile Almanya'da Berlin Devlet Yüksek Müzik Akademisi Opera Bölümü'nü birincilikle bitirmiştir.Opera kariyerine 1934 te başlamış, Türkiye, Almanya ve Portekizde sahneye çıkmıştır.
Dünya'nın İlk kadın savaş muhabiri ve ilk Türk kadın fotoğrafçı: Semiha Es
Ünlü gazeteci Hikmet Feridun Es'in eşi, fotoğrafa eşinin röportaj seyahatleriyle başladı. Eşi ile gittiği Kore'de savaşı fotoğrafladı.
Türkiye'nin ilk kadın avukatı: Süreyya Ağaoğlu
Ahmet Ağaoğlu'nun kızı Süreyya Ağaoğlu, Türkiye'nin ilk kadın avukatıdır. Kendisi 1903 yılında Şuşa'da doğdu ancak 1910'da ailesiyle birlikte Türkiye'ye göç etti.
İlk kadın bakan: Türkan Akyol (1971)
12 Mart 1971 Silahlı Kuvvetler muhtırasının ardından 33. Hükümette Sağlık Bakanı olarak görev aldı.1993 yılında milletvekili olarak bakanlık yaptı.Üniversite rektörü olarak ''Türkiye'nin ilk kadın Rektörü'' ünvanını da aldı.
Mihri Müşfik Hanım (Ressam)
Portreleriyle bilinen Mihri Hanım’ın Atatürk ve Papa portreleri en ünlü portreleri arasında. yaptığı bir resmi Sultan II. Abdülhamit’e takdim etti.
Ayrıca birçok kız çocuğunun sanat eğitimi görmesi için de büyük uğraşlar vermiş ve sonunda bir okul açılmasını sağlamış başarılı, hırslı ve güçlü bir kadın.
1914’te açılan kız öğrencilerin güzel sanatlar alanında yetiştirilmesini hedefleyen Sanayi-Nefise Mektebi’nin kurulmasını sağladı.
İlk kadın arkeolog: Jale İnan (1943)
Çıkarılan eserlerin sergilenmesi için Antalya ve Side müzelerinin kurulmasını sağlamıştır.
İlk kadın başbakan: Tansu Çiller (1993)
Türkiye'nin ilk ve tek kadın başbakanı (1993-96), dışişleri bakanı (1996-97), başbakan yardımcısı (1996-97) ve ekonomiden sorumlu devlet bakanı (1991-93). 1993 ile 2002 arasında Doğru Yol Partisi (DYP) genel başkanlığı yapmıştır.